Facebookta El Kaideci çetelerin bazı
tutsakları diz üstü oturtup enselerinden vurarak öldürdükleri videoyu görünce,
şok oldum ve İslamo-fobiyi yaratan bu mahlukların sömürgeci iktidarlar
üzerinden sinsice nasıl yayıldıklarını düşünmeye başladım. (https://www.facebook.com/photo.php?v=258882837616027)
Videoyu seyredince barbarların binlerce
yıldır Kürdistanda talan ve katliamları insafsızca gerçekleştirmiş olabileceklerini
anladım, gerçekte de durum böyleydi, ama bize pembe masallarla bu piyon
mahlukların kurtarıcı olduğu anlatılmıştı, kurtuluş savaşında Anadolu’nun kurtarıldığına inandırıldığımız gibi...
Aslında bu kan emici keneler
binlerce yıldır Kurdistanın sırtından geçiniyorlardı, çünkü bu diyar zengindi,
çöl ile kıyasandığında cenneti aratmıyordu.
Helmut ve Moltke yazdıkları Kurdistan
gezi notlarında Kurdistanın bakir ve zengin bir yer olduğunu şu sözlerle ifade
ediyor: “burada yüzlerce yıl işlenebilecek demir madeni açıkta duruyor, bu
topraklarda ne bollukta madenlerin olduğunu henüz hiç bir mineralog araştırmış değil...”
Gerçekten de Kürdistan dağları, ovaları, suları ve yer altı
zenginlikleriyle dünyada eşine az rastlanır bir
coğrafyadır.
Bu zenginlik, kadim zamanda Kürdleri
ve beraber yaşadığı Mezopotamya halklarını düşünmeye ve üretmeye zorlamış ve
avcı toplayıcı toplumdan tarım toplumuna geçişi sağlayan gelişmelerin ortaya
çıkmasına sebep olmuştu.
Bir başka açıdan bakıldığı zaman da
bu zenginlik ve kadim kültürün Kürdlere büyük devletler kurdurttuğu de görülür, ancak bu kadim
uygarlık çevredeki barbar halkların iştahını karbartmış ve uzun süren saldırı ve katliamlarla bu cennet coğrafya cehenneme
dönüştürülmüştür.
Ne yazık ki tahribatın asılı zihinlerde
yapılmıştır. Kürd kendine yabancılaştırılmış önce Arap, sonrasında da Turk efendisini
sevmeye ve devşirilerek hizmetine razı olmaya zorlanmıştır. Gerçekten de
binlerce yıllık esaretin sebep ve
sonuçları incelenirken karşımıza çıkan esas sorun "efendisini sevicilik" ile sağlanan zihinsel mutasyondur.
Kürdistan topraklarının işgale uğraması yetmemiş gibi, Kürd’ün zihni de işgale
uğramış ve kendine yabancılaştırılarak devşirilmiştir. Tarihle ve özgün
kültürüyle olan bağı koparılarak hiçlik psikozu ve marabalığa itilmiştir. Bu
nedenle de rolünü benimseyen bazı kesimler Kürd ve Kürdistani kimliğe ve
değerlere açıktan tavır alarak sömürgecilerin değerleri ve çıkarlarını benimser
olmuştur .
Arapların din kurumu üzerinden
yürüttükleri zihinsel mutasyon fars ve turk egemenler tarafından da bir süre
kullanıldı, ancak gelinen süreçte dinin tek başına denetim sağlayamayacağı
anlaşılınca popüler olan batı kültürü de bakurde devreye konuldu.
Bilginin hızla üretilip
paylaşılmasını sağlayan gelişmeler karşısında uyanan kitleyi denetim altında
tutmanın bir başka yolu bulunmalıydı yani, o tezgah da hazırdı “daha çok demokrasi ve halkların kardeşliği” gibi neo-politik söylemlerle
Kürd halkı anti-Kürd hedeflere yönlendirilerek enerjisi başka mecralara
aktarıldı.
“Egemenlerin yedeğinde olusturulan "ulusal" pencereler her zaman egemenlerin
egemenliklerinin güçlenmesini sağlamıştır.” Diyen Sayın Hasan Doğan, haklı bir noktaya parmak basmıştır.
Gerçekten de zihinsel mutasyondan
kaynaklı “kendine yabancılık” egemenlerin dayatmasıdır, bu nedenle de ulusal
değil, ya ümmetçi, ya da enternasyonalist yönelimle başkalarına hizmet
ediyoruz. Bu kısır döngüden kurtulabilmemenin ve kendine hizmet edebilmenin tek
çıkar yolu da kendini ve tarihini bilmektir.
Tarihini bilmiyorsan başkalarına
hizmet edersin!
Arap ve diğer barbar istilacı
kavimlerin Kurdistan coğrafyasına nasıl-niçin geldikleri iyice anlaşılmadan hipnozik
etkiden kurtulmak mümkün değildir. Bu nedenle Kürdlük aşkı olan (!) her Kürdün
öncelikle kendi tarihini iyi bilmesi gerekiyor.
Bilinmelidir ki, Kürdistanda
en büyük tahribatı yapan işgalci-ganimetçi kavimler Arap yarımadasından gelmişlerdir. Yani bugün Suriyede o
videoda örneklerini gördüğümüz El Kaideciler dün de başka isimlerle buradaydılar.
Söylemleri aynıydı; “ Bizim gibi
düşünmeyenlerin canı, malı, namusu helaldir !” Yani Xwoda için değil, kendileri
için buradaydılar...
Din maskesiyle gelen bu barbarların
aslında ganimetçi bir anlayışla tahribat yaptıklarını bugün daha iyi anlıyoruz. Bugün olduğu gibi dün de Kürdistanın
tümünde Kürdlerin canı, malı ve namusunu
ganimet saymışlardı. Bugün olduğu gibi, dün de direnişle karşı karşıya kaldılar
ve ama ne yazık ki her dönem olduğu gibi bugün de yenilginin mimaları yine devşirilmiş
hayinlerdir, işgalciler değil.
Kürdler dün de, bugünde istilacı
kültürlerin vesayetinde kaldıkları için bölük pörçük...
KCK ve PYD’nin Kobanideki barbar
kuşatmasına karşı yardım çağrılarına Kürdlerin gereken ilgiyi göstermemesinin
nedeni de bu bölünmüşlüktür. Çünkü PKK
ve PYD’nin Mit-Ocalan söylemli işgalciye yaranma politikaları
gelenekçi Kürdlere güven vermiyor, gelenekçi Kürdlerin
yürüttüğü politikalar da PKK ve PYD’ye güven vermiyor.
“Hal böyle olunca, mal da, can da
elden gider...” misali Kürdlerin hali pür-melal, zira politikaları vesayet
altında, düşmanalarınca belirlenmektedir.
"Vesayet ve himaye altına giren
bir toplum istiklalini yitirir."
Dikkat edilirse eğer, dün de bugün
de işgalciler Kürdün tarihi mirasları ile bağlarını koparmak için yoğun uğraş
vererek vasiliğine soyunmuştur.
Araplar Kürdistanı işgal etmeye
başladıkları 7.y.y. ortalarında dini vesayeti egemen kılarak Kürdçe konuşanları cezalandırmaya başlamış,
kütüphanelerdeki eserler halifelerin emirleriyle yakılmış ve yerlerine Arap
dili ve yazısı zorla kabul ettirilerek yeni bir dil ve kimlik dayatılmıştır.
Arap imhasında kurtulabilen
eserler ise sonrasında bölgeye gelen barbar Orta Asyalılar tarafından aynı
yöntemler kullanılarak tamamen ortadan kaldırılmıştır.
Ve yine dikkat edilirse
eğer, Arap cihadı daha çok Kurdistana uygulanmıştır!
Bu arada sayın Kadir Amaç'ın facebooktaki paylaşımını hatırladım, sanki bugün içimden geçenleri okumuştu!
"Kahrolsun Siyasal İslam kardeşliği!
kahrolsun Sosyalizim kardeşliği!
Yaşasın akıl, bilim ve adalet kardeşliği!
Yaşasın Kürdistan halkının ,özgürlük ve bağımsızlık davası!"
Saadede gelelim:
Bu arada sayın Kadir Amaç'ın facebooktaki paylaşımını hatırladım, sanki bugün içimden geçenleri okumuştu!
"Kahrolsun Siyasal İslam kardeşliği!
kahrolsun Sosyalizim kardeşliği!
Yaşasın akıl, bilim ve adalet kardeşliği!
Yaşasın Kürdistan halkının ,özgürlük ve bağımsızlık davası!"
Saadede gelelim:
Kürdistandaki zenginlik batılıların
da iştahını kabarttığı için 1.dünya savaşı sonrasında bölgedeki sınırlar
yeniden çizilerek yeni devletler oluşturuldu, ama Kürdlerin efendileri değişmedi. Devşirilmiş olmaları statü ve egemenlik
kurmalarına mani olmuştu. Sonrasında dörde ayrılan Kurdistanın her parçası egemenine kısa
sürede tabi olmuş ve ufak tefek başkaldırılar dışında kayda değer bir gelişme
olmamıştı, zira zihinsel olarak mutasyona uğramış her parça kendi efendisine hizmeti
görev bilmiştir.
Bölünmüşlük ve devşirilme psikozu Kobani, Amed, Hewlér ve Mahabat’ta devam ettiği sürece Kurdistanda emelleri olanlar kullandıkları piyonlara Kürdün malı, canı ve namusu ganimettir, diye fetva vereceklerdir.
Kısacası;
Zenginlik ve bölünmüşlük
sebebidir mağduriyetimizin, vesselam.
Fikret Yaşar