“Kürtler kendilerinin Pinoşad'ın
soyundan geldiklerini söyler ve Hz. ådem'e nisbet edilen Tarım Kitabı,
Safaris ve Kosami'ye ait kitaplara sıkça başvururlardı. Yedi Kitabın yanı sıra Dewanay'a ait Mushaf'ın kendilerinde olduğunu, sihir ve
büyü ilimlerinde bilgi sahibi olduklarını iddia ederlerdi.” İbni Wehşiye.
“ Alfabe “ sözcüğü eski Yunan kökenlidir.
Seslerin sembollerle ifadesi ise Sümerlere, yani günümüzden
5000 bin yıl öncesine uzanır.
Tarihi belgelerden edinilen bilgiye göre Sumerler
sesleri sembolize eden çivi biçimi formlar geliştirerek yazı yazmışlardır.
Sümerleri Akad, Elam, Babil, Hitit ve Asur gibi bir çok Mezopotamya uygarlığı
kağıda, taşa, toprağa biçimlendirilmiş semboller çizerek ya da kazıyarak
kendilerini ifade ettiler.
Sumerlerden sonra Eski Mısır, “hiyeroglif” denen sembollerle
ortaya çıkmış ve kullanım özellikleriyle ideomgramatik mantıkla kendini ifade
etmiştir.
Bunun yanı sıra Maya Uygarlığı kökenli Güney Amerika
alfabeleri de dikkat çekmektedir.
Günümüzde kullanılan modern alfabenin kökeninin ise Fenikelilere
dayandığı kabul edilmektedir. Bir İngiliz arkeoloğu olan H.Petrie, 1905 yılında
Sina yarımadasında bulduğu bir kitabeden yararlanarak, ilk alfabenin M. Ö. 2000
yıllarında, Sami asıllı Finikeliler tarafından kullanıldığını ve Fenikelilerin
yazı sistemini kurmakta eski Mısırlıların hiyeroglif alfabesinden yararlandığını
belirtmiştir.
H.Petrie’ye göre Sami alfabesinden bu alfabeler türemiştir:
1-Güney Alfabesi: Habeş, Semud ve Galla alfabeleri,
2-Kuzey Alfabesi: Fenike ve Arami Alfabeleri.
Yine Petrie’ye göre İbrani,
Yunan ve Latin yazıları Fenike kökenlidir. Arap, Pehlevi, Uygur ve Hind
alfabesi de Arami kolundan türemiştir.
Eski Türkler’in kullandığı Uygur Alfabesi de bölgede egemen
olan İrani halkın kullandığı Sami alfabesinin
kuzey bölümünün Arami dalındandır.
Yukarıda belirtildiği gibi, ortaya çıkan arkeolojik bulgular
ışığında, Ön Asya ve Mezopotamya olarak tabir edilen Kürt coğrafyasının
uygarlığa atılan ilk adımlarda öncü olduğu bilim çevrelerince kabul görmüştür.
Yani, insanın hikayesini araştıranlar, modern insanın atasının Orta doğu’da bir
yerlerde ortaya çıktığı yönünde ortak görüş belirtmektedirler.
Kürtlerin kullandığı
alfabeler:
“Medeniyete öncülük yapan kavimler
sözlü dilden sembollerle ifade edilen yazılı dile geçerken ya dönemin mevcut
alfabelerinden birini alıp kendi dillerine uyarlamışlar, ya da kendileri bir alfabe icat emiştir.”
Kürde ait her şeyin yok sayıldığı ve başka kavimlere dayandığı
yönündeki iddiaların dillendirildiği günümüzde yerli ve yabancı araştırmacılar
tarafından ortaya çıkarılan belgeler oldukça önemli ve de anlamlıdır. Zira
işgalciler yürüttükleri politikalarla Kurdi değerleri kendilerine sayarken ret
ve inkarla emanet coğrafyadaki iktidarlarını da uzatma niyeti gütmektedirler.
Yapılan araştırmalar gösterdi ki, Kürdler de modern insanın
doğuş yeri olarak kabul edilen Mezopotamya’da bir çok alfabe kullanmış ve bu
alfabelerle kitaplar yazmıştır. Kullandıkları Alfabeler arasında en çok dikkati
çekenler; 1- Sumerler’in “çivi yazısı”, 2-Pehlevi, 3-Avesta, 4-Arami, 5-Binu Şad ve Masi Surati,
6- Arap, 7-ézidi, 8-Kril ve 9- Latin
Alfabeleridir.
1-SUMER ÇİVİ YAZISI:
Kurdlerin ataları kabul edilen Goti, Horri, Mitani, Kassi ve
Med’ler bu yazıyı kullanmışlardır. Ancak Med’ler bu yazıyı zengin Kürd
fonetiğine uyarlamak için 36 harften oluşan alfabede -6 harf artırarak- 42 harfe yükseltmişlerdir.
Arap tarihçi Nazim Hacani “Kürd ve Kürdistan Tarihi” adlı
araştırmasında şöyle der:” Kürdlerin
atalarının bu yazı ile yazdıkları en eski eserler bugün Londra Müzesinde
korunan NUH TUFANINA ilişkin olan
bazı tabletlerdir.”
2-PEHLEVİ ALFABESİ:
Pehlevi alfabesi 24 harften oluşmaktadır. Bu alfabeyle 3. Ve
7. Yüz yıllar arasında Gorani Lehçesinin Feylice şivesiyle bazı kitaplar
yazılmıştır. Bunlar; Zend Avesta, Dinkerd, Bondhişin, Pendnamegi Zaraduşt u
Minoki Xired, Sinbad-é Behri (SİNBAD),
Hezar u Yek Şev, udayname, Karname, Ayiname ve Kelile u Dimne’dir.
3-ARAMİ ALFABESİ:
Araştırmacılara göre Kurdler
4. Yüzyıldan itibaren “çivi yazısı” nı terk ederek Pehlevi Alfabesinin yanısıra
Arami ve Yunan alfabelerini de kullanmışlardır.
Arami Alfabesiyle yazılmış metinler “Hewramani
Kitabeleridir.”
1909 yılında Hewraman Bölgesinde bir mağarada yapılan kazıda
bu kitabeler bulunmuştur. Bugün Britanyada bulunan bu kitabeler M.Ö. 22. ve 11.y.y.da
Aşkaniler döneminde yazılmıştır. Kitabeler üzerinde araştırma yapan Prof.
Minns, kitabelerden birinin Yunan alfabesiyle yazıldığını bu arştırmayla ilgili
çalışmasını da 1915 yılında “Helenistik Araştırmalar” dergisinde yayınlamıştır.
Arami Alfabesiyle yazılan kitabeler ise
Sami dilleri uzamanı olan A.Cowley’e gönderilerek çevirisi sağlanmış ve
kitabenin üzüm ve şarap satışıyla ilgili
8 maddeden oluştuğu tespit edilmiştir.
Arap tarihçi Cemal Reşid Ehmed “Zuhurul Kurd Fit Tarix”
(Kurdlerin Tarih Sahnesine Çıkışı) adlı çalışmasında bu kitabenin orijinal
şeklini kayd ederek Arapçaya çevirmiştir.
22 harflik Arami Alfabesinden sadece 14 harfin bu kitabede yer aldığı
görülmüştür.
4-AVESTA ALFABESİ:
Bir çok İrani kavim
tarafından kullanılan bu alfabe Med’ler tarafından Kürd fonetiğine uygun olarak
45 harften oluşturulmuştur. Sumer alfabesine 6 harf eklemelerinin nedeni de
yine zengin Kurd fonetiğidir.
Otuzdan fazla dil bilen Amerikalı Dil Bilimci Michel Chayt, dünyada var olan diller
arasında Kürdçeyi en zengin dil olarak
gösterirken kullanılan ses farklılıklarını ve değişik Kürd bölgelerindeki
seslendirme şekillerine dikkat çekmektedir.
Kürdçeye has olan ve dil bilimcilerin açıklamada güçlük
çektiği seslendirme farkını Amed valisi
D.halid Paşa “.. fil Lugatul Kurdiye” adlı eserinde şöyle açıklamaktadır. “Ker”
sözcüğü Kürdçede bir kaç anlama gelir, ancak yazılışta bir fark olmadığı halde
seslendirmede ancak Kürdlerin anlayabileceği ve telafuz edebileceği ses
farklılığı vardır.
Ker: eşek, sağır, parça (bir nesneden ayırılan parça) anlamlarına
gelir, ama her bir ifade için “k” ve “e”
seslerinde nüans farkları oluşur.
Kurdçenin tarihçesi adlı makale de: “Dr. Speizer, Zagros
manzumesini oluşturan dört grubun Subaro, Goti, Kassi, Médi ve Lolo toplulukları
ile Ararat Kurdler’inin her birinin kendine özgü bir dili olduğunu, bunların
ayrı gibi görünmelerine, ya da farklı kelimeler barındırmalarına rağmen dildeki
temellerinin aynı olduğunu söylemektedir.
Médi/Med dilinin Mekri (Makri) Kurdçesi olduğu ve Avesta’nın da Mekri
Kürtçesiyle yazıldığı yine tarihçiler arasında kabul görmektedir. Bu teori Hevart ve Darmis tarafından da
desteklenmiştir. İran İzlenimleri” kitabının yazarı Darmis : “Medeler’in dili
Avesta diliydi, Avesta dilinin Med dili olduğu…”nu bilgilerinize sunmuştum.
Aşağıdaki listede de günümüzde kullanılan Kürd dilinin
Avestaya olan benzerliği gösterilmektedir.
Örnek:
Avesta
|
Kürdçe
|
Türkçe
|
Açıklama
|
Atir
|
Adir, agir, ayir
|
Ateş
|
|
Axişti
|
Aşti
|
Barış
|
X=ğ
|
Avar
|
Havar
|
Çığlık
|
|
Bu
|
Bu, bun
|
Olmak
|
|
Da
|
Da, dan
|
Vermek
|
|
Dag
|
Dax,
|
Dağlamak
|
Türkçeye geçmiştir
|
Esp
|
Hesp
|
At
|
Binek hayvanı
|
Kuda
|
Kuda, kive
|
Nereye
|
|
Mahye
|
Meh
|
Ay
|
Liste buna benzer ortak kelimelerle uzayıp gidiyor.
5- BİNU ŞAD VE MASİ
SURATİ ALFABESİ: Bu alfabeyle yazılmış otuz Kürdçe kitap gördüğünü ve bu
kitapların Kürdlere ait olduğunu “Şewqul Musteham Fi Marifetul Rumuzul Eqlam”
adlı eserinde belirten Keldani asıllı
tarihçi ve bilim adamı İbni Vehşiyedir (M.S.8.. – 908).
Bu alfabeyle ilgili bilgiler uzun olduğu için gelecek yazıda
sizlerle paylaşmak istiyorum.
(devamı gelecek yazıda)
Fikret YAŞAR
Kaynak:
-Kürt Tarihi Dergisi
6. Sayı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder